Corona virüs, tüm dünyayı ekonomik, politik, eğitim, sağlık ve bunun gibi pek çok alanda hâlihazırda kurulu sistemlerin sarsılmasına ve hızlı bir şekilde yeniden yapılanmaya gidilmesine yol açmıştır. Tabi tüm devletler ve milletler bu beklenmedik durum karşısında acemilik yaşamış olmakla beraber adapte olmakta da zorluk çekmiş ve çekmektedir. Bu yazımızda corona virüs gündeme geldikten bu yana meydana gelmiş ve sonrasında da gelecek olan olası deşiklikleri ele alacağız.
Corona virüs vakası en başta insanların satın alma alışkanlığını değiştirecek gibi görünmektedir. Artık satın alımlarda mağaza mağaza dolaşmaktan çok dijital pazar yerleri ve internet üzeri alışverişler yaygın olarak kullanılmaya başlanmış olması ile beraber bu durum pandemiden sonrada devam edecek gibi görünmektedir. Bir başka konu ise, en azından şuan ki nesil için, hijyen artık hayatımızda her zaman önemsediğimiz, ön planda tutulan bir eylem olacaktır. Bunların yanısıra toplumsal ve sosyal yaşama hizmet eden kuruluşlar (kafe, bar, oyun salonları, restoranlar) gibi yerler daha farklı bir iş modelleri oluşturmak zorunda kalabilirler. Çünkü insanlar sanal olarak sosyalleşme, bilgisayar sistemleri üzerinden aktivitelere zaten adapte olmaya hazır bir haldeyken bu kadar fazla dijitalliğe maruz kalmaları, ister istemez bu yönde bir evrime yol açacak gibi görünüp, bundan sonraki yaşamlarda oyun salonları değil de çevrimiçi-dijital oyunlar, cafeler değil de sosyal medya ve görüntülü-toplu konferans programları kullanılacak gibi görünmektedir. Ayrıca eğitimde de mecburi olarak dijitalleşmeye gidilmesi ve bu kadar kısa bir süre içerisinde böylesine bir alt yapı inşa edilmesi, gelecekte eğitimin (en azından teorik eğitimlerin) tümünün uzaktan / dijital yollarla verilebilme ihtimalini de akla getirmektedir. Siyasal anlamda bakılırsa eğer, kapitalizmin insanı aslında nasılda yalnızlaştırdığını, terk ettiğini, aslolanın insani değerler ve ilişkiler olduğunu, bu pandemi süreci insanı derin bir uykudan uyandırıp yüzlerine adeta bir tokat gibi çarpmıştır. Siyaset felsefeleri temelinde devletin asli görevi, güvenlik, mülkiyet ve adaletin korunup gözetilmesi olup, bugün devletlerin adaleti kapitalist sistem içerisinde sağlayamadığını, insanların güvenliğini, insanların devlete olan güvenini sağlayamadığını göstermiş oldu. Adaletin sağlanamadığı, halkın güvenliğinin sağlanamadığı toplumda insanların aklında yavaş yavaş devletin gerekliliği ya da yapısı hakkında sorular oluşmaya başlayacaktır. İlerde insanı ve insani değerleri daha ön planda tutacak yönetim şekillerinin oluşması, toplumsal sınıfların daha insani bir şekle bürünme ihtimali olduğu söylenebilir. Bir başka açıdan, toplumsal ihtiyaçların değişeceği, üretimine ihtiyaç duyulan metaların farklılaşacağından dolayı, bazı şirket ve firmaların ortadan kalkıp, yenilerinin ortaya çıkacağı da söylenebilir.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sağlıkla kalın...