Nedir bu üzerimizdeki baskılar ? İlla hepimiz aynı düşünüp aynı mı konuşalım ? Aynı sevip aynı mı kızalım? Şefkatimiz, muhabbetimiz, öfkemiz, başkaldırımız her şeyimiz bir mi olsun ? Neden farklılığa tahammül yok ! Herkeste kendine benzetme çabası ‘aşağısı kurtarmaz’ palavrası…
Anne baba büyütürken çocukların farklılaşmasına izin vermeyerek başlatıyor hayata, sonra o çocuk büyüyor hayatına giren insanın kendine benzemesini istiyor, sonra konuştuğu görüştüğü herkesin kendisiyle aynı olmayan dallarını kırmak için çabalıyor. Kim bilebilir mutluluğun o kırmak istenilen dallarda saklı olduğunu?
Zorunda mı herkes kusursuz olmak? Zorunda mı sürü dünyasının içine karışmak? Aykırı olmak ne? Kime göre aykırı neye göre ? Bİ ötekileştirme, kimsesizleştirme çabaları, ‘sen farklı, ben farklı ama kalplerimiz aynı ‘ deyip bir olmak, bütün olmak çok mu zor?
Zaman birlik olma zamanı, kenetlenme, sevme, sevilme… İşte tamda mutluluk bu kelimelerde saklı! Olduğu gibi, olmak istediği gibi herkesi kabul edip özgür bırakma zamanı. Yansıma giderek yayılır, huzur kaplar dünyayı. Tahammül artar, öfke diner . Aslında herşey bizde, herşey içimizde, herşey birlik olunca güzel!!!