CHP Lapseki İlçe yönetim kurulu üyesi Zöhre Koç yaptığı yazılı açıklamada;
Son günlerde gübre, yem, zirai ilaçlar tohum vb. çiftçi için hayati önem taşıyan girdilere yapılan yüksek zamlar ve gıda fiyatlarındaki artış kamuoyunda en çok konuşulan konular oldu.
Biz de ulaşabildiğimiz çiftçilerimize sıkıntılarını sorduk ve kelimenin tam anlamıyla bir dokunduk bin ah işittik!
Konuştuğumuz çiftçilerimizin, üreticilerimizin anlattıklarını özetlersek;
Öncelikle herkes yüksek maliyetlerden şikayetçi.
Gübre, yem, zirai ilaçlar, mazot, elektrik ve sulama giderleri, işçilik, araçların bakım ve onarım giderleri üreticiyi çok zor durumda bırakıyor. Yüksek maliyetle ürettiği malı, ederinin altında sattığı için, bankalara ve kredi kooperatiflerine olan borcunu ödeyemiyor ve traktörüne, tarlasına haciz konuluyor.
Çanakkale CHP belediye meclis grup başkan vekili Av. Erdal Gezen Çanakkale genelinde icra müdürlüğünde 45-50 bin icra dosyasının olduğunu söyleyerek vatandaşın içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor.
Çiftçinin yanında olması gereken kooperatifler bile ucuz kredi yerine piyasa değerlerindeki faiz oranlarıyla kredi veriyorlar. Çiftçi oradan oraya savrulup kaderine terk edilmiş durumda.
Hayvancılıkla uğraşan bir çiftçimiz, "diğer masraflar hariç sırf yeme %60 zam geldi. Ama hayvanı satarken değerinin çok altında fiyatla satıyorum. Her sene hayvan sayısını azaltıyorum seneye bakalım ne olacak" diyerek içinde bulunduğu durumu anlatıyor.
Bir başka üretici "marketlerde 10 TL'ye satılan meyve ve sebzeyi ben 2 TL'ye veriyorum nasıl giderlerimi karşılayayım nasıl ayakta kalayım" diye dert yanıyor.
Vaat edilen destek kredileri zamanında verilmiyor. Tarım kanunun 21. Maddesine göre "milli gelirin en az %1'i Çiftçiye destek olarak verilir." Oysa bu para dahi verilmedi. Çiftçinin borçlarının yapılandırılması talebi dikkate alınmadı.
Bunlar ve daha bir çok sorunla uğraşamayalar başka iş arayışına girdiler. Ama başka alternatifi olmayan, atadan kalma toprağını değerlendirmek isteyen çiftçi belki düzelir umuduyla üretmeye ve sorunlarla boğuşmaya devam ediyor ama gereken destek yapılmazsa onlar da daha fazla dayanamazlar ve gün gelecek ekip biçen, hayvancılık yapan kimse kalmayacak. İşte asıl tehlike o zaman başlayacak ve gıda sıkıntısı yaşanacak.
Üretim maliyetlerinin yüksek oluşu haliyle gıda fiyatlarına da yansıyor. Artan gıda fiyatlarının faturasını çiftçiye çıkarmak, kendi kabahatini görmezden gelmektir. Çünkü nedenlerini ortadan kaldırmadan sorunu çözemezsiniz.
Üretimi destekleyen sürdürülebilir politikalar üretmeden, ihtiyaca göre planlı üretim yapılmadan, tarladan sofraya gelme sürecini denetlemeden, zincir marketlerin fiyatlarını kontrol altına almadan gıda artışı önlenemez.
Fiyatı artan ürünü dışarıdan ithal etmek, tepkiler yükselince firmalara ceza kesmek çözüm değil.
Üretim, üretim, üretim tek çare üretmektir.
Ülkemiz taşıdığı potansiyellerle bir tarım ülkesidir. Verimli topraklarımız, bol güneşimiz, suyumuz havamız tarım için oldukça elverişlidir. Yeterki kıymetini bilelim, değerlendirelim.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tarımda çiftçimizi ve üretim potansiyelimizi destekleyecek, ülkemizi ithalata bağlı olmaktan kurtaracak, çiftçimizin refahını artıracak, insan odaklı ve doğayla dost bir politika izleyeceğiz.
Son günlerde gübre, yem, zirai ilaçlar tohum vb. çiftçi için hayati önem taşıyan girdilere yapılan yüksek zamlar ve gıda fiyatlarındaki artış kamuoyunda en çok konuşulan konular oldu.
Biz de ulaşabildiğimiz çiftçilerimize sıkıntılarını sorduk ve kelimenin tam anlamıyla bir dokunduk bin ah işittik!
Konuştuğumuz çiftçilerimizin, üreticilerimizin anlattıklarını özetlersek;
Öncelikle herkes yüksek maliyetlerden şikayetçi.
Gübre, yem, zirai ilaçlar, mazot, elektrik ve sulama giderleri, işçilik, araçların bakım ve onarım giderleri üreticiyi çok zor durumda bırakıyor. Yüksek maliyetle ürettiği malı, ederinin altında sattığı için, bankalara ve kredi kooperatiflerine olan borcunu ödeyemiyor ve traktörüne, tarlasına haciz konuluyor.
Çanakkale CHP belediye meclis grup başkan vekili Av. Erdal Gezen Çanakkale genelinde icra müdürlüğünde 45-50 bin icra dosyasının olduğunu söyleyerek vatandaşın içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor.
Çiftçinin yanında olması gereken kooperatifler bile ucuz kredi yerine piyasa değerlerindeki faiz oranlarıyla kredi veriyorlar. Çiftçi oradan oraya savrulup kaderine terk edilmiş durumda.
Hayvancılıkla uğraşan bir çiftçimiz, "diğer masraflar hariç sırf yeme %60 zam geldi. Ama hayvanı satarken değerinin çok altında fiyatla satıyorum. Her sene hayvan sayısını azaltıyorum seneye bakalım ne olacak" diyerek içinde bulunduğu durumu anlatıyor.
Bir başka üretici "marketlerde 10 TL'ye satılan meyve ve sebzeyi ben 2 TL'ye veriyorum nasıl giderlerimi karşılayayım nasıl ayakta kalayım" diye dert yanıyor.
Vaat edilen destek kredileri zamanında verilmiyor. Tarım kanunun 21. Maddesine göre "milli gelirin en az %1'i Çiftçiye destek olarak verilir." Oysa bu para dahi verilmedi. Çiftçinin borçlarının yapılandırılması talebi dikkate alınmadı.
Bunlar ve daha bir çok sorunla uğraşamayalar başka iş arayışına girdiler. Ama başka alternatifi olmayan, atadan kalma toprağını değerlendirmek isteyen çiftçi belki düzelir umuduyla üretmeye ve sorunlarla boğuşmaya devam ediyor ama gereken destek yapılmazsa onlar da daha fazla dayanamazlar ve gün gelecek ekip biçen, hayvancılık yapan kimse kalmayacak. İşte asıl tehlike o zaman başlayacak ve gıda sıkıntısı yaşanacak.
Üretim maliyetlerinin yüksek oluşu haliyle gıda fiyatlarına da yansıyor. Artan gıda fiyatlarının faturasını çiftçiye çıkarmak, kendi kabahatini görmezden gelmektir. Çünkü nedenlerini ortadan kaldırmadan sorunu çözemezsiniz.
Üretimi destekleyen sürdürülebilir politikalar üretmeden, ihtiyaca göre planlı üretim yapılmadan, tarladan sofraya gelme sürecini denetlemeden, zincir marketlerin fiyatlarını kontrol altına almadan gıda artışı önlenemez.
Fiyatı artan ürünü dışarıdan ithal etmek, tepkiler yükselince firmalara ceza kesmek çözüm değil.
Üretim, üretim, üretim tek çare üretmektir.
Ülkemiz taşıdığı potansiyellerle bir tarım ülkesidir. Verimli topraklarımız, bol güneşimiz, suyumuz havamız tarım için oldukça elverişlidir. Yeterki kıymetini bilelim, değerlendirelim.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tarımda çiftçimizi ve üretim potansiyelimizi destekleyecek, ülkemizi ithalata bağlı olmaktan kurtaracak, çiftçimizin refahını artıracak, insan odaklı ve doğayla dost bir politika izleyeceğiz.