Müneccim olmaya gerek yok kuzuyu kurda teslim ettinse. Kurtarmaya çalışmakla da bitmez mesele iş işten geçtikçe. Ana kuzusu dediğin oğlunu vahşi bir kurt yapmaktan vazgeçmedikçe...
Elinde küresi olan bir müneccim değilim ben de. Ama biliyorum mesela ne zaman biteceğini bu kaçma kovalamaların. Keşke bir flört taktiği olarak kalsaymış kaçan kovalanır lafları ama bir cinayet haberinde kaderi olur kocasından kaçtıkça kovalanıp bıçaklanan kadınların.
Evet, bu ciddi terörün ne zaman biteceğini biliyorum, sen de biliyorsun, o da biliyor:
-Kadına şiddeti yine kadın bitirebilir eğer erkek evladından, onun insanlara hatta kendi annesine bile her dediğini yaptıran efendilik oynamalarından gurur duymak yerine, beyefendilikleriyle onur duyacak şekilde yetiştirirlerse;
-Delikanlılık, gücünün yettiğinin burnunu kırabilmek değil de güçsüzü savunmak için kendinden güçlüye bile dik durabilmek olarak tanımlandığında;
-"Aman biz bulaşmayalım" korkaklığıyla suça ortak olan sessiz vicdan yoksunları yerine mertçe insanlığı her şeyden üstün tutanları çoğaltabildiğimizde;
-Kızlar, kendilerini "X'in prensesi, kocişkosunun sultanı" gibi bir erkek üzerinden tanımlamaktan vazgeçip, dünyaya bir erkeğe kul köle olmaya değil de kendi başına insan olabilmeye geldiklerini anladıklarında;
-Otoriter, maço, tebessüm bile etmeyen tiplerin ekranda karizmatik olarak rol model yapılmasına son verilip insana değer veren, kibar, uygar, güler yüzlü, kadınlara nasıl davranılacağını bilen erkek çekiciliği ön plana çıkarıldığında;
-Dinimizde kadınları "el altında" değil "el üstünde" tutan erkeklerin şerefli olduğu öğretilip, sürekli kadınlara din üzerinden ahkam kesen cahillerin önce kendi günah sevap dosyalarına bakmaları gerektiği hatırlatıldığında;
-Dilimizdeki cinsiyetçi söz ve küfürlerin törpülenip güzel Türkçe'mizi daha da güzelleştirdiğimizde;
-Her şeyi kendilerine haklı(!) sebeplerle mübah görenlerin, yanındaki kadına sürekli gelenek-görenek, doğru-yanlış parkurlarında ter dökmeye haddi olmadıkları anlatılabildiğinde;
-Kızlarımıza sevdiği erkek için bile kendi onurundan vazgeçmemesi ve kendine yapılan hadsizlikleri sineye çekmemesi öğretilebildiğinde, hani "zamanla değişir" falan demeyi bıraktıklarında;
-Ailelerinin kız çocuklarına terbiye verirken (ileride başkası tarafından da terbiye! edilmelerini istemiyorlarsa) onun özgüvenini kırmayacak şekilde yetiştirdiklerinde;
-Evlilikler, güç savaşı ya da patron-çalışan ilişkisi olarak değil de dışarıdaki güçlere karşı güç birliği olarak görüldüğünde
İşte o zaman kadına terör bitti bitecek. Gürültü patırtıların yerine muhabbet enstrümanı çay kaşıkları sesi yükselecek. O zaman evler kan değil çiçek kokacak. Kadına saygı gösterilmeye başlanıldığı zaman erkek de saygı duyulmayı hakedecek!