Türkiye’de ve dünyada 2023 YILINDA ölümleriN ve yıkımların yılı olarak gündeme oturdu. Ülkemizde yaşanan ve asrın felaketi olarak hafızalarımıza kazanan 6 Şubat Kahramanmaraş depremi ve yakın coğrafyada yaşanan savaşlar nedeniyle binlerce kişi hayatını kaybetti. 2023'te en çok ölümün yaşandığı 2. deprem, Fas'ta 8 Eylül gecesi meydana geldi. Merkez üssü Marakeş kentine bağlı El-Huz bölgesi olan 7 büyüklüğündeki depremde 3 bine yakın kişi hayatını kaybetti, 6 binden fazla kişi yaralandı. Olası bir Marmara’da gerçekleşmesi beklenen İstanbul depremi, aylardır gündemden düşmüyor. Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıcı hasar bırakan deprem sonrasında uzmanlar şimdi gözlerini Marmara’da olacak olan olası bir depremde Tekirdağ, İstanbul, Yalova'dan tutun Bursa, Balıkesir, Çanakkale'ye kadar etkilenir diyorlar.
Uzmanlar bunları söylerken şehrimizde deprem riski taşıyan yaşlanmış birçok ev ve binalar var. Türkiye deprem kuşağında yer alan bir ülkedir. Deprem gerçeği ile yaşamak ve önlem almak zorundayız. Deprem riskinin gittikçe arttığı bu zamanda kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması, var olan binaların dayanıklılığının artırılması ve yeni binaların deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılması gerekmektedir. Afetleri engellemek bizim elimizde veya kaderimizde değildir ama riskleri azaltmak bizim elimizdedir. Bulundukları bölgeleri yöneten belediye başkanlarına büyük işler düşüyor. İmar planları yapılırken deprem riski göz önünde tutularak hazırlanırsa risk o kadar azalır.
Ülkemizde veya dünyanın herhangi bir yerinde deprem olduğunda bakıyorum Çanakkale’de kenti yönetenler ve siyasilerin aklına ne hikmetse bugüne kadar kangren olmuş Sosyal Konutlar geliyor. Sosyal Konutlarda yaşayan halk birilerinin oyun tahtası değildir. Deprem zamanı hatırla siyasi şov yap, geçtikten sonra unut ve kendi kaderine bırak. 860 konutun bulunduğu bu bölgede siyasetçiler, belediye başkan adayları yıllardır birçok vaatte bulunup çok nutuk attılar. Seçim zamanı geldiğinde oy potansiyeli olarak görünen vatandaşlar seçim bittikten sonra bir kenarda unutuldu. Ama bakın bugün gelinen noktada burada yaşayan halk hep kendi kaderiyle yalnız bırakıldı. Bölge sakinleri seçimden seçime artık hatırlanmak istemiyor, artık kesin çözüm istiyor. Sosyal Konutlarda yaşayan mahalle sakinleri oy potansiyeli olarak görülmüş, hep vaatler verilmiş ama yerine getirilmemiş.
Sosyal Konutlara Kentsel Yenileme Şart
Dar gelirli ve çok çocuklu aileler için yaptırılan Çanakkale’nin ilk toplu konut alanı olan Sosyal Konut binaları zaman içinde ekonomik ömrünü yitirmiş o dönemde o günün şartlarına göre yapılmıştır. Yeni yapılan binalarda günün şartlarına uygun malzemeler kullanılıyor. Kentsel dönüşüm denilen olay bu. Yıkılıp yerine günün şartlarına uygun yeni binalar yapılıyor. Burada yaşayan halkı kendi kaderlerine bırakılmamalıdır. 50-60 sene önce Çanakkale’nin en ücra köşesine yapılan bu konutlar zaman içerisinde şehrinde büyümesiyle Çanakkale’nin gözde yeri oldu. Asa olarak emlak değeri artan bu bölge şimdilerde müteahhitlerin gözde bölgesi haline geldi. Şimdi gelinen bu noktada burada yaşayan vatandaşlar, oturdukları evlerin sorunlarıyla yıllar içinde kendi hallerine bırakıldı. Evler bakımsızlıktan sıvaları döküldü, duvar demirleri çıktı yıkılma noktasına geldi. Bu binalarda oturan vatandaşlar evlerimizde büyük sıkıntı var kanalizasyonları çekmiyor, bina önlerindeki logarları temizlemekten bıktık, çatılarımız çökmek üzere bu durumda evlerimize bir çivi dahi çakamıyoruz diye dert yanıyorlar. Biran önce buradaki halkla oturup anlaşma zemini hazırlanmalıdır. Yeni seçilecek belediye başkanına bu bölge ile ilgili büyük bir görev düşüyor.
Bence Artık Karar Zamanıdır
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözü aklımda, “Türkiye Yüzyılı Şehirleriyle taçlandırmak istiyoruz. Bu doğrultuda yeni dönemde yerel yönetimlerdeki önceliklerimizi şunlar oluşturacaktır: Afetlere dayanıklı, dirençli ve sağlam yerleşim yerleri kuracağız. Şehirlerimizi iklim değişikliğine uyumlu hale getireceğiz. Akıllı uygulamalara ve yeni nesil dijital teknolojilere uyumlu altyapılar tesis edeceğiz. Yerel kalkınma odaklı, ekonomisi değer üreten yerel yönetim anlayışını güçlendireceğiz. Bu ilkelerle, yaklaşımlarla, hedeflerle, adeta tuğla tuğla “Türkiye Yüzyılı Şehitleri’ni inşa edeceğiz” diyordu.
Bu sözden yola çıkılarak Sosyal Konutlar için bir yol alınamaz mı?. Marmara depreminin konuşulduğu bu günlerde kenti yönetenler, siyasiler taşın altına elini sokma vakti geldi ve geçmiştir. 55-60 sene önce inşa edilmiş bu toplu konutlar artık ekonomik ömrünü yitirmiş yenilenmesi gelip geçmiştir. Bu bölgede yaşam mücadelesi veren dar gelirli insanlarımız şehri yönetenlerden laf ebeliği istemiyor ama somut adımlar bekliyorlar. 60 sene önceki teknikle yapılan bu binalarda çatlaklar oluşmuş, balkon ve sıvı döküntülerinde görünen demirler helezona uğramış, bakımsız haliyle burada yaşayan dar gelirli vatandaş kendi haline bırakılmıştır. Bu bölgeyle ilgili iyi bir doktora ihtiyaç vardır. Kangren olmuş yaraya neşter vuracak, bu bölgeyi yeniden kurup yaşanabilir bir bölge yapacak vizyonu geniş, çıkar düşünmeyen, halkın derdinden anlayacak, onlara yol gösterecek Çanakkale Belediye Başkanına ihtiyacı vardır. Bu yerleşim bölgesindeki yaşayan vatandaşlarımız sadece seçim zamanı hatırlanmış, ya da deprem zamanı. Bence artık karar zamanıdır, geniş görüşlü iyi bir belediye başkanıyla, devletimiz ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu konuya el atması gelmiş ve geçmiştir.
Bu Bölge Artık Sonuç Bekliyor
Önümüzde belediye başkanlığı seçimi var. Yine başkan adayları bu bölgeye gelerek burada yaşayan vatandaşlara vaatlerde bulunacak. Konuşmalarında bizler parti olarak arkanızdayız, belediye başkanı olduktan sonra gerekeni yapacağız diyerek bu halkı artık oyalayamazsınız. Bu halk siyasilerden çözüm ve somut gelişmeler bekliyor. 14 sene önce başlatılan Sosyal Konutlar Projesinde bir arpa boyu yol alınmadı. Çanakkale Belediye Başkanlığının başlatmış olduğu Sosyal Konutlar proje zamana bırakıldı ve siyası tartışmanın içinde yok olup gitti. Olan yine vatandaşa oldu. 860 dairenin bulunduğu bu bölgede yaşayan analarımız, babalarımız, kardeşlerimiz, çocuklarımız, yaşantılarını sürdürdükleri bu tabutlarda sıranın onlara geleceği günü bekliyorlar.
Benim görüşüm
Sonuç olarak bakıldığında burada yaşayan halka siyasiler ve yönetenler hep vaatler vermiş ama yapılmamış. Seçim zamanı geldiğinde oy potansiyeli olarak görünen vatandaşlar seçim bittikten sonra kendi kaderleriyle bir kenara bırakılmışlar. Sosyal Konutlarda yaşayan vatandaşlar mağdur mudur bana göre fazlasıyla mağdur edilmiştir. Acilen bu bölge için bir karar verilmesi elzem olmuştur. Bugün gelinen noktada ne belediye ne de siyasiler olası Marmara depreminden sonra çürük binaların altında kalacak olan vatandaşın sorumluluğu altında ezilirler. Bu mahallenin değişimi için bir deprem mi olması mı gerekiyor? Ya da birilerinin enkaz altında mı kalması mı gerekiyor. Artık bu kanayan yaraya neşter vurulma zamanı geldi de geçti. “Bu hastayı iyileştirecek iyi bir doktora ihtiyaç var. Yani kenti iyi yönetebilecek, siyaseti bir kenara bırakıp halkın sorunlarına inecek, insan odaklı bir belediye başkanına ihtiyacı vardır.” Hem de acilen. Seçim yaklaşıyor bence burada yaşayan vatandaşlarımızın hesap kesme zamanı gelmiştir. Kalın sağlıcakla…
ERHAN TAYLAN