Çanakkale’nin güzide ilçelerinden biri olan Ayvacık, tarihi dokusu, denizi, doğal güzellikleriyle, farklı renk ve tatlar arayan yerli ve yabancı turistlerin son zamanda gözde tatil yeri oldu.
Kurulduğu günden bu yana farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, birçok kültürün birlikte yaşadığı zengin bir coğrafyada yer alan Ayvacık, dört mevsimin bir arada yaşandığı iklimiyle, zengin doğal güzellikleri ve binlerce yıldır farklı medeniyetlerin yaşadığı bölgede tarihi ve kültürel değerleriyle huzur arayan tatilcilere özel bir coğrafya sunuyor. Bu kültürel çeşitlilik ilçe köylerinde farklı gelenek, görenek ve yemek kültürlerinin oluşmasına katkı sağlıyor.
Ayvacık Behramkale köyünde bulunan, Assos geçmişten bir miras olarak dimdik ayakta duruyor ve mutlaka gezilmesi, görülmesi yerlerden biri. Aristoteles’in bir felsefe okulu kurduğu kentte, Athena Tapınağı, Agora, Gymnasium, Tiyatro, Bouleuterion, Nekropol, 14. Yüzyıldan kalan tek Kubbeli Cami, Behramkale köyü sınırlarında kalan ve Osmanlı dönemine ait olan köprü ilgi çekecek yerler arasında bulunuyor. Geçmişten günümüze kadar gelen bu miras bölgenin dokusunu da ön plana çıkarıyor. İlçe 83 kilometrelik sahil şeridiyle, Çanakkale’nin en uzun sahil bandına sahip. Sahil bandında büyük ve küçük birçok aile işletmesi yer alıyor. Bu eşsiz doğa güzelliğinin içinde bulunan ve mutlaka gezilmesi gereken yerler, Adatepe Zeytinyağı Müzesi, Sivrice Plajı, Apollon Symintheion Ören Yeri, Assos Athena Tapınağı, Küçükkuyu Sahili, Köyden Kente Teknoloji Müzesi, Mıhlı Şelalesi, Murad Hüdavendigar Camii ve Murad Hüdavendigar Köprüsü şeklinde sıralanmaktadır.
Ayvacık turizmle ön plana çıkıyor
İlçede kurulu olan Ayvacık Kültür, Doğa, Turizm ve Spor Derneği dönem sözcüsü ve 3 dönem ilçede belediye başkanlığı yapmış Mehmet Ünal Şahin bakın ilçeden ne güzel bahsetmiş. Ayvacık’ın tatil denilince ilk akla gelen bakir kalmış yerlerden birisi olduğuna vurgu yaparak, ““Turizm bizim gelirimiz olmalı. Her ne olursa olsun, tarihimizi ve doğamızı koruyacağız. İlçemizin sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri bilmeyen yok. Bu değerlerimiz kadar korumamız gereken diğer unsur ‘’Doğamız’’. Atalarımız bu yerleşim bölgesine milattan önce yerleşmiş. Yerleşirken de bu bölgenin doğal yapısının bozulmamasına dikkat etmişler. Bizde onların izinden giderek doğamızı, kültürümüzü, denizimizi bu yaşadığımız coğrafyada bizlerden sonra gelecek nesillere aktarmaya çalışacağız. Tatil denilince ilk akla gelecek Ayvacık olacak.
Çünkü doğasını ve kültürünü korumasını bilen yöre halkıyla, yapılan yatırımların yerinde ve yöreye uygun yapılaşmayla birlikte ilçe sınırlarımız içinde bulunan Assos turizm çekim merkezi olacak. Tatil hayalde kalmayacak, Assos da gerçek olacak. Lokanta, otel, deniz için hizmetler var iken, bu bölgeye turistlerin gelme nedenlerindeki en önemli faktörlerden biri de geniş ören yerleridir. Kazı çalışmaları on iki aya çıkarılıp, yeni kazı alanları açılan Assos köyünün, kalesi ve limanı görülmeye değer yerlerdendir. Aynı zamanda Gülpınar köyü Apollon Smitheion kazıları da devam etmekte olup, burada geniş bir ören yeri gezi alanı vardır. Bu durum kültür turizmi amaçlı gezmekte olan insanları bölgeye çekmektedir. Yöremizin sonbaharı da çok güzeldir. Babakale’den çıktınız mı güneydoğusuna doğru Assos, Sazlı, Ahmetçe köyü altlarındaki o yeşilliklerin cazibesi insanı kendine çekmekte, mandalina ve nar ağaçları hepsi çok güzel renklerle meyvelerini insanlara sunmaktadır. Buraları da bölgenin gezilip görülecek yerlerinden biridir.”
Kültürel Miras Halıcılık ve ilçeye ve turizme katkısı
Ayvacık adını halıları ile duyurmuştur. Zengin bir tarihe sahne olan bu bölge, etnolojik ve sanatsal bakımdan da zengindir. Kültürel miras halıcılık; önceki nesiller tarafından oluşturulan, değer ve saygı yaklaşımıyla nesilden nesile aktarılan maddi ve manevi kültür ürünleri olarak tanımlanmaktadır. Ayvacık’ın ismini duyuran ünlü el dokuması halıları, geleneksel el dokumacılığı, yöre halkının Troia’dan beri en köklü geleneklerinde biri. İlçe ve köyler dolaşıldığında, çoğu evde halı, kilim dokuma tezgâhı olduğu görülebiliyor. Bu tezgâhlar her zaman kullanılmasa da, her an halı dokunacak gibi el altında. Bu bölgede yaşayan halk halılara verdikleri desenleri atalarından nasıl gördüyse, kafalarında taşıdıkları bu desenleri, motifleri kültürlerini getirmişler bu güzel ilçeye. Ayvacık’ın yöresel halılarından söz ederken yöre ağzındaki dokuma ile ilgili kavram zenginliğinden bahsetmek yerinde olur. Yöre halkı çözgüye ‘eriş’, atkıya ‘argaç’, ilmeye ‘din’, bir ilme sırası ve iki atkı sırasına ‘sıyırdım’, halının iki ucundaki kilimliğe ‘halının eteği’, bordürlerine ‘halının suları’ gibi isimler verilmiştir. Aslında bunun adına halıcılık deniyor. Ama sırf yerde yayılan bir nesne değil. Ayvacık halısı yöreye özgün desenlere sahiptir. Merkezde ve köylerde halı dokuyan aileler halıya duygu ve düşüncelerini katmaktadır. Bu dokuma işine de ‘düğümlü dokuma’ denir. Ayvacık yöresinde halı dokumacılığı yöre halkının önemli bir geçim kaynağı olmuştur. Halı ve kilim sanatı, ilçede en çarpıcı ve göz alıcı örnekleriyle, varlığını sürdürmektedir. Yörede yapılan halıların, hikâyelerine göre desen, desenlerine göre de isimleri ile anılırlar. Bunlardan bazıları Turnalı, Oklu, Kabak Çiçeği, Elek, Altın Tabak, Hayat Ağacı, Türkmen Gülü, Yeşil Budak, Baratlı, Eski Yörük, Eli Belinde bu desenlerden en çok bilinenleridir. Türkiye’de son yıllarda turistik kıyı merkezleri ve büyük kentlerin çevresindeki köyler, antik kentlerin yakınlarındaki kırsal yerleşmeler, yol kenarlarındaki köyler, kasabalar, turizme artık yabancı değillerdir. Burada yaşayan vatandaşlarımız dokudukları bu halılardan zaman içinde satarak para kazanmışlar ve aile ekonomilerine katkı sağlamışlardır. Bu sattıkları halılar zaman içinde ünlenmiş ve ismini ülke içinde hem de ülke dışında ünlenmiştir. Buda Ayvacık’ın ismini hem turizm de hem de halısıyla ön plana çıkarmıştır.